15 Şubat 2012 Çarşamba

Aşık Murat Çobanoğlunun Ölümüne Çok Üzüldüm


“1940 Yılında Kars’ın İstasyon Mahallesinde Çobanlar Ailesinin 6.Çocuğu olarak Dünya’ya merhaba diyen merhum Aşık Murat Çobanoğlu eğitim-öğretimini Gazi Ahmet Muhtar Paşa İlkokulu, Merkez Atatürk Ortaokulu ve Kars Merkez Cumhuriyet Lisesinde tamamladı.
15 Aralık 1999’da Devlet Sanatçılığıyla taltif edildi.
1897 Yılında Kars’ın Arpaçay İlçesi’nin Koç Köyünde Dünyaya gelen ve 17 yaşına kadar Aşık Şenliğin himayesinde çıraklık eğitimini tamamlayan merhum Gülistan ÇOBANLAR’ın en büyük eseridir.

26 Mart 2005 tarihinde ebediyete intikal eden Aşık Murat ÇOBANOĞLU’nun ölümünden 39 gün sonra Kars Belediyesi ve Kars Halkı anıt mezarını ve heykelini yaptı.
Her yıl Kars’ta “Aşık Murat ÇOBANOĞLU” Aşıklar Bayramı yapılmaktadır.
Anısı kalbimizde yaşayacaktır. ”
Onu ilk ve son görüşümü de anlatacağım.
“1976 yılında Ardahan’ın Çeğilli Köyü İlkokulunda Öğretmendim. Evimiz Ardahan Merkezde olduğu için Yaz tatilini Ardahan’da geçiriyordum.
        Çeğilli Köyünde evinde kaldığım Ata dede dostumuz Emir dayının eşi Fetehna hala hastalanmış ve Ardahan’a getirmişler. Doktor Kars’a sevketmiş. Ben de onları yalnız bırakmadım. Onlarla birlikte Karsa’gittim.
Kars Devlet Hastanesinde Ardahan’lı Dr.Halis SOYLU tarafından hastaneye yatırılan Fetehna hala yatırıldığı günü takip eden gece sabaha karşıhala vefat etti.
Ona annem kadar üzüldüm. Annem gibiydi. Köyden Ardahan’a gidişlerimde sabahları hiçbir gün bana süt içirmeden göndermezdi.
Cenazeyi Ardahan’a götürmek için araba kiralamamız konusunda bize yardımcı olması maksadıyla arkadaşım Emin’in babası rahmetli Ömer YEŞİLBAĞ’ın dükkânına Emir dayının küçük oğlu Mustafa ile beraber gittik. Onu Orada ÇOBANOĞLU ile sohbet ederken bulduk.
Bu benim Aşık Murat ÇOBANOĞLU’ nu ilk defa görüşümdü. Bize çok yakın davrandı. Hatta gidip Belediye’den cenaze arabasını alalım dedi. Bizimle birlikte Belediyeye kadar yürüyerek geldi. Cenaza arabasını aldı ve bizi yolcu etti.
Zaten o zamana kadar severdim ya o olaydan sonra daha da çok sevmeye başladım. Sonraki yıllarda tanıştık zaman zaman bir arada olduk. Batıkenttte oturuyordu. Evine bile gittik. Konuştuk sohbet ettik. Kars için bir değerdi. O da TAŞLIOVA’da
Son kez görüşüm ise vefatından yaklaşık 24 saat önceydi. Çobanoğlu’nun Ankara Tıp Fakültesinde hasta yattığını duydum. Bir fırsatını yakalayıp ziyaretine gittiğimde gördüm ki o dev gibi adam, sazının teline vurduğunda sazı inleten aşık bir mum gibi erimiş gözleri kapalı bir vaziyette yatıyor.
Karyolasının ayak ucuna geçtim. Kızı “ baba, baba ” diye seslendi.
Merhum Çobanoğlu gözlerini açtı. Bana baktı, gülümsedi ve tekrar gözlerini kapadı. O an derin bir üzüntü duydum. Meğer Çobanoğlu son saatlerini yaşıyormuş.
Yaklaşık 24 saat sonra ölüm haberini aldık.
Bu halleri Çobanoğlu şiirin bir dörtlüğünde şöyle anlatıyor.
“Çobanoğlu etme merak,
Yüz yaşasan sonun toprak.
Çalış ki bir eser bırak,
Gelen gider, giden gelmez.”
Çobanoğlu şiirinde söylediği gibi toprak oldu. Ama eserleri yaşıyor ben her gün onun türkülerini dinliyor onu tanıyan, tanımayan insanlara dinletiyorum.
Onu çok özlüyorum. Şu an bu satırları yazdığım sırada bir taraftan onun “Canım Kars’ım sana geldim.” Türküsünü dinliyorum.
Allah rahmet eylesin .
O ve Aşık Şeref TAŞLIOVA Kars’ın gönüllü kültür elçileriydiler.Diğer aşıklarımızda.Bizim kuşak aşıkları dinlemeyi çok seviyorduk.
O kuşaktan yetişen isterse profesör olsun ne olursa olsun aşıklardan büyük haz alıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder